Kemalettin TUĞCU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kemalettin TUĞCU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mayıs 2019 Çarşamba

Yer Altında Bir Şehir (Kemalettin Tuğcu) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Yer Altında Bir Şehir

Kitabın Yazarı: Kemalettin Tuğcu

Kitabın Konusu:

Lozan Barış Antlaşmasından sonra, Türkiye sınırları dışında kalan Türkler uğradıkları eziyetler neticesinde, kaçarak ana vatana sığınmak istemektedirler. Kaçarken yolları üzerinde rastladıkları bir yer altı şehri, oranın insanları ve Türkiye'ye ulaşma çabaları anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:

Sadık, Cemal ve Osman Baba vatanlarını işgal eden ve kendilerine zarar veren düşmanlarından kaçmaktadırlar. Arkalarında düşman kuvvetleri olduğundan çok zor bir yolculuk yapmaktadırlar. Saklanmak için türlü tehlikelere maruz kalmaktadırlar.

Açlıktan ve yorgunluktan bitkin düşerler. Yolda öldürdükleri hayvanları yiyerek yaşamaya çalışırlar. Kendilerine saldıran kurt sürüsünden bir kurtu öldürürler ve etini yerler. 

Osman Baba en yaşlıları olarak daha çok tecrübeye sahiptir. Osman Baba, ovayı aşmaları hâlinde düşmanın kendilerini yakalayamayacağını söyler. Uzakta bir tepe vardır. O tepeye vardıklarında düşman artık peşlerini bırakacaktır. Çünkü tepe, çıkılması çok zor bir yerdir.

Osman Baba, ülkesinden ayrılmadan önce, düşmanlardan korumak için Ali adlı oğluyla Nazlı adlı kızını da bu tepeyi aşıp başka bir yere gitmeleri için yolcu etmiştir. Bu sebeple geçtiği yollarda bir yandan da Ali ile Nazlının izlerini aramaktadır. Yırtıcı hayvanların onları yeme ihtimali Osman Baba'yı çok korkutur. Onlara bir şey olmaması için devamlı Allah'a dua eder, Kur'an-ı Kerim okur.

Osman Baba ve arkadaşları tepeye varınca tepenin aşağısında bulunan bir mağaraya girmek isterler. Havalanan bir kartalın pençesinde bir nesne vardır. Kartala doğru bir şeyler atarlar ve pençesindeki şey yere düşer. Gidip baktıklarında bunu bir insan kolu olduğunu görürler. Tepeden aşağıya doğru inmeye başlarlar. Aşağıya indiklerinde pek çok ceset ile karşılaşırlar. Büyük korkuya kapılırlar. Bu hâlde beklerken mağaranın içinden büyük bir taş kenara çekilir ve birkaç adam gelerek yeni bir ceset bırakır. Osman Baba, adamların ceseti bırakırken ettikleri dualardan onların Müslüman olduklarını anlar. Adamlar, cesedi bıraktıktan sonra giderler ve tekrar taşı yerine koyarlar.

Osman Baba ve arkadaşları ne olup bittiğini anlamak için bu adamların kim olduklarını ve taşın arkasında nasıl bir hayat olduğunu anlamak isterler. İçeriye nasıl gireceklerini araştırırlar. Çevrede gördükleri hayvanları takip ederler ve hayvanların da oraya doğru gittiğini görürler. Hayvanları takip ederek yer altında yaşayan bu insanların yanlarına ulaşabilecekleri kapıyı bulurlar. 

Yer altına girdiklerinde yakalanırlar. Kendilerini tanıtarak ceza almaktan kurtulurlar. Yer altı şehrinin yöneticisi Selim dede dedikleri birisidir. Oğlu Kaya'da yardımcısıdır. Osman baba ve yanındakileri bir süre sorgulayıp karantinada beklettikten sonra yer altı şehrine alırlar.

Osman Baba ve arkadaşları yer altında gördükleri manzara karşısında daha da büyük bir şaşkınlık yaşarlar. Çünkü yer altında kocaman bir şehir vardır. Bu şehrin ileri gelenlerinden niçin burada yaşadıklarını öğrenirler. Anlatılanlara göre, bu şehirde yaşayan insanlar Müslüman Türk'türler. Düşman yurtlarını işgal edip birçok insanı öldürünce düşmanın kötülüğünden kurtulmak için böyle bir yola başvurmuşlardır. Kendilerine yer altında kocaman bir şehir kurmuşlardır. Üstten gelen küçük bir ışıkla idare etmeye çalışmaktadırlar. Ancak doğru dürüst güneş görmediklerinden ve beslenemediklerinden birçok hastalığa yakalanmışlardır. Yer altında yaşayan bu insanlar, kendilerinin yanına gelen insanları bir daha yeryüzüne göndermemektedirler. Çünkü yeryüzüne çıktıklarında düşman onların burada olduklarını haber alır ve onları öldürür.

Osman Baba yer altındaki şehirde öğretmenlik yapmaya başlar. Buradaki insanlar Osman Babayı çok severler. Yer altındaki hayat zordur. Çocukların ve insanların pek çoğu güneş görmediği ve havasızlıktan dolayı hastadır. Bir gün Osman Babaya gelerek şehirlerinde bir gencin dermansız bir hastalığa tutulduğunu ve bir türlü iyileşmediğini söylerler. Osman Babaya bu gence bakması ve dua etmesi için ricada bulunurlar.

Osman Baba gencin yanma gittiğinde onun kendi oğlu Ali olduğunu görür. Büyük bir mutluluk yaşar. Oğluna sarılır. Ali, babasını görünce iyileşir ve kız kardeşi Nazlının da burada olduğunu söyler. Osman Baba Nazlıyı da bulur. Ancak Nazlı'nın ve Ali'nin kendi çocuğu olduklarını söylemez.

Osman Baba ve arkadaşları da bu yer altındaki şehrin havasından dolayı hastalanmaya başlarlar. Bu sebeple bir an önce bu şehirden kurtulmanın yolunu ararlar. Sonunda Osman Baba ve arkadaşları Ali ile Nazlıyı da yanlarına alarak yer altındaki şehirden kaçarlar. Türkiye'ye varınca mutluluktan toprağı öperler.

Kitabın Kahramanları, Kişiler:

Osman Baba: Yaşlı ve tecrübeli biridir. Vatanını seven, kahraman, bilgili ve dindar bir insandır. Ahlaklı olması ve bilgisiyle herkesin üzerinde saygı uyandırmaktadır.

Sadık: Osman Babanın yol arkadaşıdır.

Celal: Osman Babanın yol arkadaşıdır.

Ali ve Nazlı: Osman Babanın çocuklarıdır.

Selim dede: Yer altı şehrinin yöneticisi. Beyaz sakallı.

Demir: Mühendis. Selim Dede’nin oğlu ve yardımcısı.

Kaya: Selim Dede’nin oğlu ve yardımcısı.

28 Nisan 2019 Pazar

Yer Altında Bir Şehir (Kemalettin Tuğcu) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Kitabın başında anlatılanlara göre yola ilk çıktıklarında Osman Baba ve yanındakilerin toplam kaç kişi oldukları anlaşılmaktadır?

A) 7 B) 5
C) 8 D) 9

2. Yer altı şehrindeki şahısların, isim ve meslekleriyle ilgili aşağıda verilen eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?

A) Kaya-Doktor
B) Demir-Mühendis
C) Osman Baba-Din dersi öğretmenliği
D) Nazlı-Hemşire

3. Yer altı şehrinden kaçarak Türkiye'ye gitmeye karar veren Osman Baba'nın yanındakiler aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

A) Ali, Nazlı, Celal, Sadık
B) Demir, Kaya, Nazlı, Ali
C) Selim Dede, Kaya, Nazlı, Ali
D) Celal, Ali, Nazlı, Demir

4. Aşağıdakilerden hangisi romanın sonunda meydana gelen olaylardan biri değildir?

A) Günün ilk ışıklarıyla beraber karakol komutanı Teğmen Remzi düdük seslerine koşmuştu.
B) Nöbetçi, Komutanına askerlerin arasında hıçkırarak ağlayan, perişan kıyafetli, yüzleri gözleri kan içinde, yarı donmuş beş kişiyi gösterdi.
C) Beş kişi, yerleri eşip, karları altında
çıkardıkları ıslak toprağı yüzlerine yapıştırarak öpüyorlardı.
D) Osman Baba ile yanındakiler kıbleye dönerek şükür namazı kılıyorlardı.

5. “Yer Altında Bir Şehir” adlı eserde olayın kahramanları niçin yanardağa çıktılar?

A) Saklanmak için
B) Su bulmak için
C) Yanardağı görmek için
D) Altın aramak için

6. Osman Baba düşman uçağını nasıl düşürmüştür?


A) Kaya parçası ile camını kırarak
B) Uçağı vurarak
C) Pilotu yaralayarak
D) Hiçbiri

7. Osman Baba ve arkadaşlarının yer altı şehrine girdiğinde neden dışarı çıkmalarına izin verilmemiştir?

A) Çalışılacak işçiye ihtiyaç olduğu için
B) Çıkış yolu olmadığı için
C) Düşmana karşı asker yetiştirmek için
D) Osman Baba ve arkadaşlarının düşmana yelerini söyleyebileceklerini düşündükleri için

8. Yer Altı Şehri’nde Osman Baba’yı en çok sinirlendiren olay aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kayanın torunu Nazlı’yı kendisinden istemesi
B)Şehri su basması olayı
C)Şehrin düşman saldırısına uğraması
D)Şehrin çıkışını karların kapatması

9. Osman Baba ve yanındakiler ilk olarak aşağıdakilerden hangisinin saldırısına uğramıştır?

A) Kurt B) Köpek
C) Ayı D) Kartal

10. “Bu yolun sonunda durdular. Kayaların yer yer çatlamış olduğunu gördüler. Sadık dinlenmek için duvara yaslandı.”
Bu ifadenin devamında aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşmiştir?


A) Kaya birden geri gitti ve mağaranın kapısı açılarak içeri girdiler.
B) Duvarı delmek için uğraştılar.
C) Herkes sırayla duvarın dibinde dinlendi.
D) Kapıyı açamayacaklarını anlayınca oradan ayrıldılar.

11. Yer altındaki şehre gelenleri on beş gün karantinada bekletmelerinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şehri daha iyi tanımaları için
B) Dinlenip kendilerine gelmeleri için
C) Şehrin kültürünü öğrenmeleri için
D) Dışarıdan gelen bir hastalığın şehirdeki insanlara bulaşmaması için

12. “Yer Altında Bir Şehir” kitabında anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Altın para kullanırlar.
B) Yer altı şehrinin çocukları okula gitmez.
C) Çeşitli ticari faaliyetler düzenlenir.
D) Rutubetten insanların dişleri çürümektedir

13. Yer altı şehrinin sakinlerinden Selim Dede’nin oğlu Kaya, Osman Baba’nın torunu Nazlı’yı isteyince Osman Baba Kaya’ya hangi tepkiyi vermiştir?

A) Hemen düğün hazırlıklarına başlanmasını istemiştir.
B) Kararı Nazlı’ya bırakmıştır.
C) Kaya’ya çok sert cevap vermiş, onu odadan atmıştır.
D) Büyükleriyle gelmesini söylemiştir.


14. Osman Baba’nın ve yer altında yaşayan insanların burada en çok şikâyet ettikleri durum nedir?

A) Karanlık
B) Soğuk
C) Fareler, kertenkeleler
D) Rutubet

15. “Yer Altında Bir Şehir” eserinde kurulan yer altı şehrinin kuruluş amacı nedir?

A) Yeni yerler keşfetmek
B) Düşmanın eziyetinden kaçmak
C) Daha geniş yaşam alanları elde etmek
D) Düşmana savaş açmak için zaman kazanmak

16. Osman Baba’nın yaşı hangi seçenekte doğru olarak belirtilmiştir?

A) Altmış B) Seksen Beş
C) Yetmiş beş D) Yetmiş

17.Aşağıdakilerden hangisi kitabın içeriği ile ilgili yanlış bir bilgidir?

A) Sadık bir bacağını kaybetmiştir.
B) Ali ile Nazlı kardeştir.
C) Amaçları Türkiye’ye ulaşmaktır.
D) Para kazanmak amacıyla yola çıkmışlardır.

18. Osman Baba ve arkadaşları Yer Altı Şehri’ne girdiklerinde on beş gün süreyle karantina altında tutulmuşlardır. Bu zaman zarfında onların hizmetine verilen kişi hangi seçenekte doğru olarak belirtilmiştir?

A) Mahmut B) Abdullah
C) Hasan D) Mahir

19. Aşağıdakilerden hangisi Yer Altı Şehri’nde Osman Baba’nın öncülük ederek yaptırdığı çalışmalardan biri değildir?

A) Fırın kurdurarak ekmek pişirilmesini sağladı
B) Su baskınını önleyici çalışmalar yaptı
C) Balık avlamaya çıktı ve aynı zamanda şehre de balıklar getirdi.
D) Yeni bir hastane inşa ettirdi.

20. Osman Dede Yer Altı Şehri’nde torunu Ali’yi hangi şekilde bulmuştur?

A) Bir işte çalışırken
B) Camide namaz kılarken
C) Yatakta eli ve ayağı bağlı vaziyette
D) Yer Altı Şehri meydanında

Cevap Anahtarı:

1. B      2. D      3. A     4. D     5. A
6. C      7. D      8. A     9. A     10. A
11. D   12. B    13. C  14. D   15. B
16. C    17. D   18. B   19. D    20. C

26 Mart 2019 Salı

Kuklacı (Kemalettin TUĞCU) Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Kuklacı adlı kitabın şahıs kadrosunda yapılan yanlışlık aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) Hayri, Perihan’la Bedri’nin oğludur.
B) Yıldız, Recai Bey’le Sahire Hanım’ın kızıdır.
C) Hayri, Recai Bey ile Sahire Hanım’ın oğludur.
D) Yıldız, Hayri Bey’le Calibe Hanım’ın kızlarıdır.

CEVAP:D

2. Aşağıdakilerden hangisi Kuklacı adlı kitabın şahıslarından biri değildir?

A) Recai Bey
B) Hayri Bey
C) Fahrünnisa
D) Yıldız

CEVAP:C

3. Aşağıdakilerin hangisi Kuklacı adlı kitapta geçen Recai Bey’in özelliklerinden biri değildir?

A) 75 yaşındadır
B) Vali kâtipliğinden emeklidir.
C) Okumaya düşkün bir insandır.
D) Maddi durumu iyidir.

CEVAP:B

4. Aşağıdakilerden hangisi Kuklacı adlı eserde adı geçen Recai Bey’in eğitimle ilgili görüşüdür?

A) Bir çocuğu en iyi şekilde eğitmek için sıkı bir disiplin uygulamak gereklidir.
B) Çocuğun eğitiminde gerektiğinde şiddete başvurmak gereklidir.
C) En iyi eğitim çocuğun her istediğini istediği anda yapmaktır.
D) En iyi eğitim çocukla arkadaşça konuşmakla elde edilir.

CEVAP:D

5. Aşağıdakilerden hangisi Kuklacı adlı eserde adı geçen Recai Bey’in dükkan komşusu olan eczacı ile ilgili görüşlerindendir?

A) Yüksek tahsil yapmasına karşın sanatı ve sanatçıyı küçümseyen birisidir.
B) Eczacı olmasına karşın işini iyi yapamamaktadır.
C) Çevresindeki insanlar hakkında konuşmayı çok sever.
D) Sanata ve sanatçıya karşı gösterdiği ilgiye hayrandır.

CEVAP:A

6. Kuklacı adlı kitapta geçen aşağıdaki olayların doğru sıralaması aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
I. Yıldız’ın diploma töreni
II. Hayri Bey’in trafik kazasında ayağının alçıya alınması.
III. Calibe’nin Cevat Bey’le evlenmesi
IV. Recai Bey’in Kuklacı dükkanını açması


A) I, II, III, IV
B) I, III, IV, II
C) IV, I, III, II
D) IV,II, III, I

CEVAP:D

7. "Kuklacı" adlı eserin yazarı kimdir?

A) Kemalettin Kamu
B) Kemalettin Tuğcu
C) Kemal Bilbaşar
D) Mimar Kemalettin

CEVAP:B

8. Kuklacı adlı eserde adı geçen Recai Bey hiç tanımadığı bir müşterisine niçin el işi Mimar Sinan büstünü verir?

A) Onun zevk sahibi biri olduğuna inandığı için.
B) Kendisine çok yüksek bir ücret teklif ettiği için.
C) Aile dostlarından birinin ahbabı olduğu için.
D) Almakta çok ısrar ettiği ve onu kıramadığı için.

CEVAP:A

9. Kuklacı adlı kitapta geçen apartmanın adı nedir?

A) Yakut
B) Lal
C) Zümrüt
D) Safir

CEVAP:C

10. Kuklacı adlı eserde adı geçen Recai Bey‘in kuklacı dükkanına ilk olarak çocuklarından hangisi gelmiştir?

A) Bedri
B) Perihan
C) Calibe
D) Yıldız

CEVAP:A

11. Yıldızın dedesinin adı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bedri Bey
B) Cevdet Bey
C) Recai Bey
D) Ömer Bey

CEVAP:C

12. Recai beyin hanımının adı aşağıdakilerden hangisidir?


A) Zarife Hanım
B) Yıldız Hanım
C) Calibe Hanım
D) Sahire Hanım

CEVAP:D

13. Sahire hanımın kızının adı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Safiye Hanım
B) Ayşe Hanım
C) Calibe Hanım
D) Yıldız Hanım

CEVAP:C

14- Aşağıdakilerden hangisi Kuklacı eserinin kahramanlarındandır?

A) Ömer Bey
B) Calibe Hanım
C) Hayrullah Bey
D) Aliye Hanım

CEVAP:B

15. Recai Bey hangi meslekten emekli olmuştur?

A. Polis
B. Doktor
C. Vali Muavini
D.Avukat

CEVAP:C

Kuklacı (Kemalettin TUĞCU) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili

Kitabın Adı : Kuklacı

Kitabın Yazarı : Kemalettin Tuğcu

KİTABIN KONUSU:

Kitapta, eski bir bürokrat emeklisi olan Recai Bey’in ailesinin, torunu hariç, kendisinden devamlı faydalandıkları halde; onu hiçe saymaya çalışan eşi, damadı, oğlu ve gelini ile olan çekişmeleri neticesinde, onlardan uzak kalarak kafasını dinlemek için, sakın bir liman vazifesi gören kuklacılık ile meşgul olması anlatılır.

KİTABIN ÖZETİ:

Vali Yardımcılığından emekli Recai Bey, kendisine ait apartmanın bir dairesinde, hanımı Sahire, damadı banka müdürü Hayri Bey, kızı Calibe, Recai Bey’in çok sevdiği ve en çok konuştuğu torunu Yıldız, avukat oğlu Bedri, kayınvalidesi ve görümcesi tarafından hor görülen evin gelini Perihan ve hizmetçi Fatma ile birlikte oturmaktadır.

Tüm mal varlığı kendisine ait olmasına rağmen, evde bir sığıntı muamelesi görmektedir. Ancak bir gün, eşi Sahire Hanım’ın, Recai Bey’in eşyalarını kömürlüğe indirtip, odasını misafir odası yapması, bardağı taşıran son damla olmuş, Recai Bey, hepsine özellikle de eşine tavır koyarak, yönetimi ele almıştır.

En çok da eşine kızmaktadır. Çünkü, evlenirken kendisine yalan söylemiş, evlendikten sonra, küçümsediği ailesi ile bağını kesmiş, kocasının sırtından havalara girmiş olan Sahire Hanım’ın yaptıkları affedilir gibi değildir.

Recai Bey’in bu çıkışı, ailenin diğer fertlerinin biraz kendilerine çekidüzen vermelerini sağlamıştır…

Recai Bey, her gün sabah erkenden çıkıp, geç vakitlerde gelmektedir. Torunu Yıldız merak edip sorunca, dedesinin bir dükkân tuttuğunu ve kuklacılık yapacağını öğrenir. Dedesi ona kukla oyununun bütün karakterlerini ve özelliklerini anlatır.

Dedesinin sırdaşı ve arkadaşı olan Yıldız da okuldan çıktığında, dedesinin dükkânına uğramakta ve ona yardım etmektedir.

Aile içinde, bu gelişmeler sürekli konuşulmakta, Recai Bey’in aklını yitirdiğine hükmedilmektedir. Fırsat çıkmıştır. Şayet Recai Bey’i akıl hastanesine yatırabilirlerse, bütün ipleri ellerine geçirebileceklerdi, özellikle Sahire Hanım bunu çok istiyordu.

Oğlu Bedri, babasına sorunca, bir kuklacı dükkânı açtığını anlatır. Ailenin kimi fertleri güler, kimi ise itiraz eder; ancak işe yaramaz. Recai Bey biraz daha ipleri sıkar.
Artık, torunu Yıldız herkesin parasını dağıtmaktadır. Sahire Hanım bu işe çok bozulmaktadır.

Bu arada, gelini ve torunu hariç herkes Recai Bey’e “kuklacı” demektedir. Recai Bey ise, tüm bunlara gülüp geçmektedir.

Dükkâna, ilk olarak oğlu Bedri geldi, biraz dertleşirler. Bedri babasının yaptığı kuklalara hayran kalır. Recai Bey, kayınvalidesi ve kayınbabasına her ay uğrayıp, yardım ettiğini anlatınca, Bedri babasını daha çok taktir eder.

Bu arada, Recai Bey zaman zaman halsiz düştüğü için, dükkânını açamıyordu. Damadı, kızı ve hanımı bir an önce ölsün diye bekliyorlardı. Damadı Hayri, ayağını kırmış, hanımı ile arası bozulmuş, Recai Bey’den bir şeyler kopartmanın peşine düşmüştü. Gelişmeler damat Hayri Bey’in aleyhine oldu eşinden de ayrılmak zorunda kalarak, uzak bir yere tayin edildi.

Recai Bey ise halinden memnundu. Özenle, nadide ürünler yapıyor, yavaş yavaş büyük küçük herkesin ilgisini ve takdirini kazanıyordu. Yoksul çocuklara topacı bedava veriyor, beğeni sahibi insanlara ise ürünlerini hediye ediyordu.

Yıldız da dedesine yardım ediyor, birlikte keyifle çalışıyorlardı.

Bu arada da, Calibe Hanım, Cevat Bey diye kibar bir adamla evlenmiş, onlar da, annesi Huriye Hanım’la birlikte, yan daireye yerleşmişlerdi.

Yıldız ortaokulu başarı ile bitirmişti. Mezuniyet töreni vardı. Dede İle torun harıl harıl hazırlık yapıyorlardı. Çünkü mezuniyet töreni programında, Recai Bey’in yapmış olduğu eserler de sergilenecekti.

Beklenen gün geldi. Kültür Bakanlığı temsilcisi, ilin önde gelenleri, müdürler, öğretmenler, öğrenciler, gazeteciler hepsi vardı. Sergiyi gezmeye başladıkları vakit, hemen hepsinin hayranlıktan dilleri tutuldu, mest oldular. Türk Orta Oyunu’nun bütün tipleri, tarihi kişilikleri, halk kahramanları, daha neler neler. Hepsi sıraya girip, Recai Bey’e tebriklerini bildirdiler. Ertesi gün bütün gazeteler bu sergiden bahsediyordu.

Recai Bey, “Yaptığım her işte ve görevde daima faydalı ve iyi şeyler yaptım, bir türlü tanınamadım. Sanatçı kimliğimle birdenbire herkes tarafından tanınan bir insan oldum” diyerek hep seviniyor, hem hayıflanıyordu.

"Artık dükkânı kapatacağım. Çünkü antikacılar ve koleksiyoncular beni rahat bırakmazlar."

Bazı eşyaları ve aletleri evine getirdi, diğerlerini dağıttı. Anahtarları götürüp mal sahibine teslim etti.

Çocuklar, meraklılar, antika sevenler, koleksiyoncular her zaman uğradıkları dükkâna gelince, "kiralık dükkân" yazısını görüp üzüldüler.